"EVLİLİK ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN ÖNÜNDE BİR ENGEL DEĞİL, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN BİR PARÇASIDIR"

22 Eylül 2014

Bu yazının başlığına koyduğum ifade olduğu gibi yazar Fatma Tuncer'e ait.
Fatma Tuncer'in 21 Eylül 2014 tarihli evliliğe teşvik eden yazısını aşağıda aynen yayınlıyoruz. Mavi tonlu başlık sitemiz tarafından konmuştur. Yazının başlığı "Geç Gelen Pişmanlık" şeklinde.

***



Geç gelen pişmanlık
Fatma Tuncer
21 Eylül 2014

"ALTMIŞ YAŞINDA SABAHLARI KALKMANIZ ZOR"

ATMIŞ beş yıllık hayatını boş işler peşinde tükettiğini ifade eden bir hanım, tek varlığım evimdeki kedim diyor ve bu hayvana kendince anlamlar yüklüyordu. İfadelerine göre, vakti zamanında evlilik teklifleri almış fakat standartları yüksek olduğu için hiç birine evet diyememiş. Otuz yaşına geldiğinde aynı iş ortamında çalışan bir kişi ile evlenmeye karar vermiş fakat bu kişinin ailesi istemediği için vazgeçmiş. Bu dönem bekârlığın özgürlük olduğuna gerçekten inanmış. Evlenip de ne yapacağım, hayatımı özgür şekilde yaşarım diye düşünüp, kazandığı paraları fütursuzca harcamış. Gezmediği şehir, alış veriş yapmadığı mekân kalmamış.

Fakat yaşı atmışı geçtiğinde gençlik yıllarında farkına varamadığı bazı şeyleri görmeye başlamış. Bunu kendisi şöyle ifade ediyor: “Gençken insan anlamıyor ama emekli olup atmış yılı geride bıraktığınızda kayıplarınızı görmeye başlıyorsunuz.

Sabahları kalkmanız zor oluyor, şekerinizi tansiyonunuzu kontrol altına alamıyorsunuz. Yaşıtlarınız torunlarını severken siz evinizde bütün gün somurtan bir kedi ile yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Akranlarınız çocukları ve torunları ile taze hayaller kurarken siz evinizde duvarlarla konuşuyorsunuz.

Hayatınızı paylaşabileceğiniz bir eşiniz, bir çocuğunuz bir yakınınız, yok ne yapacaksınız…” Kendisine, geçmişe dair pişmanlıklarınızı sıraya koysanız ilk sırada hangisi yer alır diye sorduğumda hiç düşünmeden “çocuk sahibi olamamak” diye cevap verdi. Belki hayırsız bir evlat olurdu dediğimde ise, “Ne olursa olsun o duyguyu yaşamak isterdim. Geçmişe döndüğümde içimi en fazla acıtan şey bu oluyor” dedi.

Yapılan araştırmalar, hiç evlenmemiş kişilerde görülen intihar olaylarının evlilere oranla iki kat fazla olduğu ortaya koymuştur. Uzmanlar evli kişilerin depresyon oranının diğerlerine göre daha düşük olduğunu söylüyorlar. Yapılan bir başka araştırmada ise bekâr erkeklerin evlilere göre daha fazla suç işlediği, kendilerini daha mutsuz hissettikleri ve daha sık depresyona girdikleri ortaya çıkmıştır.

Günümüz gençleri evliliği özgürlüklerinin önünde bir engel olarak görüp sürekli erteliyor ya da evlenmemeye karar veriyorlar. Lakin evliliğin hikmetleri saymakla bitmiyor.

Sağlıklı bir toplumun inşası ancak sağlıklı evlilikler neticesinde ortaya çıkabilir.

Bunun için evlilik ertelenmeden vaktinde yapılmalı ve eşler hedeflerini birlikte el ele gerçekleştirmelidirler. Gençlerimiz şunu unutmamalıdır, evlilik özgürlüğümüzün önünde bir engel değil, özgürlüğümüzün bir parçasıdır.

Bizler sağlıklı bir aile ortamında kanatlarımızı daha yükseklere çırpabilir ve hayallerimizi eşimiz ve çocuklarımızla birlikte daha kolay yoldan gerçekleştirebiliriz. Bu mümkün…

***

Yazı yukarıda bitti. Radyoda günlük programlar yapan bir eğitimci yazar ki kendisi şu an 60'ın üzerinde yaşı. "50 den sonraki yaşlar güzel değil." demişti.

***

Ve bu yazının yayınlandığı sitede dikkate değer bir yorum yapılmış. Memmet nickli bir yorumcu aynen "evet doğru ama" diye bir başlık atmış yorumuna ve
"tamam çok doğru sözler bunlar ama evlilik konusunda güvenilecek çok kimse de yok maalesef" şeklinde de yorumunu bitirmiş.




Yorum Gönder

Bu sitede yayınlanan yazılarda anlamadığınız bir durum varsa ve bunu aşağıda yorum kısmında belirtirseniz, site admini bu konudaki yorumlarınızın altına cevap yorumu yazacaktır. Yorum yazmak için sağdaki çubukta bulunan formu da kullanabilirsiniz.